Uzun zaman sonra, ilk kez dertleştik seninle,
Yudumlanan çay ve sigara eşliğinde.
Tam dertleşme denemezdi aslında,
İçimde gizlenen acılarımı anlatamadım sana,
Üzülmeyesin diye..
Sadece üzülmeyesin diye mutlu görünmeye çalıştım,
Göz yaşlarım için için kalbime akarken,
Yüzümde yedi rengin çiçekleri açan bir gülümseme gördün....
Affet beni anne....
Yakıştıramazdın bana biliyorum,
Çünkü beni hiç böyle görmedin...
Ne sen,
Ne de başkaları yüzümdeki maskenin sahteliğini fark etmedi...
Ben sizin gözünüzde, yenilmezdim,
En kötü zamanlarımda bile yılmazdım,
İçimdeki kopan fırtınalara inat,
Her zaman durgun bir denizdim...
Sen de öyle sandın anne..
İçimde sakladığım onca mücadeleyi,
Bıkkınlığı, yılgınlığı görseydin eğer üzülecektin,
Biliyordum.
Sana anlatamadığım için,
Affet beni anne..
Başkalarının gözünde güçlü oldum daima,
Benim düşüncelerim doğru olandı,
İçimden inanmasam bile
Doğruluk adı konduğu için kendi doğrularım oldu..
Yaprakları dökülmüş bir çiçek gibi,
Bir damlaya hasret çöl gibi,
Umudunu kaybetmeyen kul gibi,
Her zaman içimde saklanan,
Kimselerin bilmediği, duymadığı,
İçinde benden öte, bir başka ben oldum..
Anlatamadığım için affet beni anne...
Şimdi alkış tutuyor bana eş, dost, akraba,
Sen her şeyin üstesinden gelirsin diyorlar bana...
Bilmiyorlar anne..
Bilmiyorlar...
Hayat en ağır cezayı bana kesti...
İçimdeki yalnızlığı kimse görmüyor anne..
Hayat sadece düş kırıklığı getirdi bana..
Affet beni anne..